ADH'nın idrar üzerindeki etkisi şu şekilde özetlenebilir:
ADH, böbreklerdeki distal tübüller ve toplayıcı kanallar üzerinde etkili olur.
Bu bölgelerdeki hücre zarlarına akuaporin adlı su kanallarının yerleşmesini sağlar.
Böylece su, idrardan geri emilerek kana geçer.
Daha fazla suyun geri emilmesi, idrar hacmini azaltır.
İdrar daha yoğun (konsantre) hale gelir.
Vücutta su azaldığında (örneğin terleme, ishal gibi durumlarda), plazma ozmolaritesi artar.
Hipotalamus bunu algılar ve ADH salınımını artırır.
Sonuç: Su tutulur, idrar miktarı azalır.
Vücuda fazla su alındığında veya plazma ozmolaritesi düştüğünde ADH salınımı azalır.
Bu da suyun geri emilimini azaltır ve seyrek, bol miktarda idrar (dilüe idrar) oluşur.
Diabetes insipidus: ADH eksikliği ya da böbreklerin ADH’ye yanıt verememesi → bol ve seyrek idrar.
SIADH (Inappropriate ADH Salgılanması Sendromu): Gereğinden fazla ADH → su tutulumu ve düşük sodyum (hiponatremi).